Oyhan Hasan Bıldırki

Mithat Makal’ın “Denizli’nin Atasözleri ve Deyimleri” kitabı var elimde. Hoş bir kitap. Bazı belediyelerimize kapak olsun diye yazıyorum buraya; bu eser, Denizli Belediyesi Kültür Yayınları arasında 2013 Ağustosu’nda 35 sayılı kitap olarak yayınlanmıştır. Hani derler ya; “Sona kalan dona kalır”mış. Hemen yeri gelmişken söylemeliyim. Belediyelerin işi sokaklara kaldırım döşemek, caddeleri yeniden yeniden yapmak, parklar oluşturmak değil, aklımızı süsleyecek, şehrin insanının ufkunu açacak, kültürünü ötedeki insanlara yansıtacak aynalarla, sözün özü, kitaplarla da ilgilenmek, o şehrin sesi, soluğu olan şair ve yazarlara, derlemecilere, araştırmacılara destek olmaktır.

Böyle yapan şehirlerin memleketimizin her yanında tanındıklarını, sözcülerini, gözü kapalı olarak öteki şehirlere ve uzak yakın ülkelere gönderdiklerini, şeref kazandıklarını da biliyoruz.

Mithat Makal’a göre; “Atasözü bir fikri, bir öğüdü mecaz yoluyla kısaca ve kesin olarak anlatan sözlerdir. Atasözleri ve deyimlerin söyleyeni belli değildir.”

Ben bu yazımda; önemle iki konu üzerinde duracağım. İlki, ya derleyicileri ya da kitabın hazırlayıcısı tarafından yanlış derlenip dizgiye verilmiş olan atasözleri olacak. Bunlara işaret edecek, doğrularını hemen alt satırda göstereceğim. İkincisi de Denizli Atasözleri’nden hoşuma gidenleri beğeninize sunmak için listeleyeceğim.

Atasözleri, iki kere ikinin dört ettiği gibi kesin gerçekleri kestirmeden anlattıkları için dilimizin konuşulduğu her yerde boy gösterir, söylene söylene kulaktan kulağa yayılır gider.

...

Söke Ekspres

13 Aralık 2013